25 Aralık 2009 Cuma
kese kağıdı gibisi var mı?
Yılbaşı hediyenizi aldınız mı? Ben hep son anda alırım. Kendi ellerimle camdan birşey yapsam bile, hep son ana kalır. Ama bir konu var ki hep hazırlıklıyım, o da hediyenin paketi. Kap kağıdı ile boğuşmak zordur kimi zaman. İllaki buruşur, güzel katlanamaz, evde bant yoktur, kağıt yırtılır falan filan. O yüzden içine ne koyacak olursam olıyım, ben hep kese kağıtlarını tercih ederim. İkea'dan aldığım kese kağıtlarına bayılıyorum. Keşke yüzlerce alsaydım, her birinden bir paket aldığım için şimdi çok pişmanım :) Ama başka bir çözüm daha var, Eminönü! Boy boy, saman ya da beyaz kese kağıdı, kg ile satılıyor. Ve inanılmaz ucuz. Filmlerde gördüğümüz plastik poşet yerine kullanan battal boy kese kağıtları da mevcut, kestanecinin kullandığı minik boyu da. Rengarenk rafyalarla, kurdelerle, keçelerle süslendiniz mi tamamdır. Hatta delgeçle delip, kurdeleden tutma yeri yapıp kese kağıdını karton torba kıvamına bile sokabilirsiniz. İçine kurabiye koyup hediye ettiğim de oldu, kitap da. Bu paketlerin içine ne koyarsanız koyun beğenileceği kesin zaten! :) Ha unutmadan, kartsız hediye olmaz, güzel de bir notla, hediye aldığınız kişiye çifte mutluluk yaşatmayı ihmal etmeyin :)
Keçeler: Zara Home, Mudo Concept, Paşabahçe, Tchibo
Mandallar: Paşabahçe
Kese kağıtları: İkea, Eminönü
21 Aralık 2009 Pazartesi
bana bir kart yazanın 40 yıl kölesi olurum :)
Bizim nesil alışık; kimse kimseye mektup yazmıyor, kart atmıyor tebriklerde. Alınmaca darılmaca yok, bu konuda yığınla alternatif çözümlerimiz mevcut: e-tebrik kartları, birinin zaten oturup güzel güzel 160 karaktere sığdırdığı SMSi bir çırpıda forwardlama, suratımızı upload edip, kendimizi komik bir mesajlı maymuna çevirdiğimiz videolar ve daha nicesi. Acaba ilkokullarda da kalktı mı, bayramlarda yılbaşlarında, el iş kağıtlarıyla yaptırılan, yaldızlarla süslenen, dedeye anneye, en yakın arkadaşa hazırlanan kartlar. Ortaokulda bir fransız correspondante bulucam diye yığınla form doldurduğumu bile hatırlıyorum. Şimdi kulağa ne komik geliyor, mektup arkadaşı mı o da ne? Eskiden birde adres defterleri vardı. Şimdi değil mektup yazmak, yolu bulmak için bile bu deftere ihtiyacımız kalmamış durumda. Yinede benim var bir defterim, herhangi bişey okurken verilen adresleri&web sitelerini not alıyorum.
Adrese postaladığım tek şey ise kargoya verilen siparişlerden ibaret. Ama ben yinede eski alışkanlıkları seviyorum. Elden de olsa hediyenin bir köşesine o kartı iliştiriyorum. Söz uçar, mail hacklenir, sms silinir ama yazı kalıyor işte.
Sadete gelecek olursam, ben Nişantaşı'nda bir yer keşfettim;Paperie. Kendini ilkokul elişi dersinde hayal edenler için delgeçler, şeker gibi renkli renkli kağıtlar, süsler pullar herbişeyler mevcut. Elişi dersine, evde annesinin yaptığı kartla gelenler de unutulmamış, hazıra konulası çeşit çeşit kartlar da raflarda yerini almış.
İster hazır ister değil, kartsız hediye vermeyin. Otomatik kart iliştirilen tek hediyeye, 'hazırkartlı' çiçekçiye notunu bari yazdırtmayın, bir zahmet siz yazın :)
kutu kutu pense
Kutu kutu pense, elmamı yerse, bu teneke kutuların hepsi bende olsa keşke :) Bu kutulara bayılıyorum! 100drine denen kutularla kalmamış, defterini çantasını, tabağına kadar herşeyi düşünmüş ve yapmış. Ama hiç birinde gözüm yok, ben sadece bu kutuları istiyorum! Önceden sadece Karınca'da satılan bu kutuları artık D&Rlarda da bulmak mümkün. Defter ve çantalarını ise yine D&R'da ve Moda'daki Sedirmania'da bulabilirsiniz. Sedirmania'ndan aldıklarımı ayrıca paylaşıyor olacağım. Zira anlata anlata bitmez, bu dükkandaki herşey bulunmaz hintkumaşı tadında. Moda'ya kadar gidemem derseniz online mağazası da var.
20 Aralık 2009 Pazar
thinking of you!
En güzel hediye en pahalı ya da en bulunmaz hediye değil, en düşünülmüş hediyedir aslında. Birkaç ufak gözlem yeter de artar. Bu da sanıldığının aksine en kolay tüyodur hediye almak için. Sohbette geçen bir kelime, dolaşırken görüp de beğendiği, yorum yaptığı herhangi birşey, yediği içtiği facebook status'nde değindiği, yol gösterici değil de nedir? Biraz kulak vermek, biraz görmek yeterlidir. Ben tanıdığım/tanıştığım insanları zevklerine göre tagliyorum ister istemez kafamda. Bu yüzden bana filincıya ne aliyim diye soran da, bende cevabı da çoktur.
En sevdiğim hediye modeli; koca bir kutu içininde düşünülmüş bir sürü mini hediye olanıdır. Gittiğim her yerde kutu bakarım. Özellikle Koçtaş ve İkea, en sevdiğim düz modellere sahip. Üstüne dilediğini yaz, dilediğini yapıştır. Fotoğraftaki kutu İKEA'dan. Şuana kadar aldığım en hesaplı en işlevsel kutu. Koli bandı ise Nuxx'dan. Renkli bantlara da bayılıyorum; Accessorize kasa önündeki mini bantlar da can kurtarıcıdır. İlkokul öğrenci seti izlenimi verir, ama bir dokunuşla hediyenizi ya da kartınızı farklı bir hale getirir.
Paşabahçe kasa önündeki mandallar da paha biçilemez diğer bir kurtarıcıdır. İster hediyenin kurdelesini ister kartını sevimli bir mandalla tutturabilirsiniz. Son olarak keçe süsler. İster Eminönü'nden temin edin, ister Paşabahçeden, İkea'dan, MudoConcept'den yada Zara Home'dan. Hele yılbaşı sezonu için bulunmaz bir nimet bu sevimli keçeler. Özellikle bu dönem nereye baksam karşıma çıkan bu keçeleri alıp bir güzel depolarım ben. Siz de bol bol alın ama yılbaşı konseptiyle birebir örtüşmeyenleri bir kenara ayırın, illaki başka bir hediye için ihtiyacınız olacak. Demen o ki çam ağaçlısını bu ay, kalplisini 14 Şubat, ayıcıklısını yeni doğum yapmış arkadaşınız için saklayın :)
31 Ekim 2009 Cumartesi
MUJI terliklere sıcak dokunuş!
Muji friendfeed üzerinde bir yarışma açmış; Muji ürünleri ile yapılacak yaratıcı tasarımları fotoğraflamamız isteniyor! Hemen üstüme alındım bu çağrıyı, en sevdiğim markanın yarışmasına katılmasam olmazdı! Ödevini yine son ana bırakmış çocuk misali mağaza kapanmadan 20 dk önce dükkana daldım ve zaten herşeyi ezbere bildiğim dükkanda bu sefer ne alsam şaşırdım! Sonra birden ampül yandı; evde terlik yok! Bu arada piyasada da terlik yok. Bangır bangır reklamı dönen terlikçileri bir bir dolaştım ama yok! En sade görünümlüsünün bile üstünde koccaman logolar, desenler var. Ve işte Muji terlikleri; hem sade hem modern. Yarışma bahane terlikler şahane! Bir taşla 2 kuş buna denir. E peki terliklerle nasıl yarışmaya katılınır? Tabiki en iyi bildiğim şeyle; camdan bir dokunuşla! Sonuç ortada, Muji terlikleri, dikiş setiyle buluştu, 1200 derecelik sıcak bir dokunuşla, evimizin camdan sevimli terlikleri oldu! :)
27 Ağustos 2009 Perşembe
sevgilisini şımartmak isteyen baylara :)
Hediye kıyafet almak zordur, çok zor. Özellikle bayanlara. Nokta atışı yapmak nerdeyse imkansız bence, hele bende :) Bedeni, rengi, modeli bir yana kişinin ruh halini yansıtır kıyafet, alan nerden bilsin? İstisnalar olmuyor mu tabiki oluyor, ama risk büyük :)
2 gözünüzle beğendiğini görmediğiniz, kulağınızla duymadığınız ve yahut kullandığı sosyal networklerde alenen beğendiğini beyan etmediği bir elbiseyi almayınız :) Birde paketine cicili bicili bir kart koyucağınıza, değiştirme kartıyla hediyenin sihrini bozmayınız.
Hanfendi beyfendi, sizi aksesuar reyonuna alalım :)
Can kurtarıcı hediye: incik boncuk :) Bu sürpriz hediye siparişi çok hoşuma gitti, ben de paketi de sürprizli olsun istedim. Onlarca rengarenk rafyanın içinde, minik bir notla 'bul beni' diyen tasarım bana ait. Tasarım bir hediye her zaman güzel ve özel. Kıyafeti, alelade bir beyaz t-shirtü bile şıklatıracak güçte, hem 2. planda hem ön planda, hediyedeki risk faktörü tamamen avantaja dönmüş durumda da. Ama paketi, sunumu da bir o kadar önemli, özen isteyen bir iş. Gelelim reçetesine;
-Sipariş eden bay Can, hediye sahibesi Hande; baş harfler detayı cepte,
-Şalümonun başına geçilir, 1200 derecede sıcak camla çalışılır, 3 saat sonra camlar tavlanır, temizlenir, parlak gümüşlerle bezenir - hediye sahibesinin yıldızlı dövmesi varmış, o zaman bu detayda gümüş yıldız ve sevgilisini şımartacak bayı temsilen minik adam olarak tasarımda yerini alır :)
-İkeadan temin edilebilecek rengarenk rafyalar, özenle makas yardımıyla bukle bukle yapılır :) kutuya doluşur.
-Cam bilezik, sürpriz kutuya saklanır ve sevgilisini şımartacak baya teslim edilir :)
Umarım sevgilisi beğenir!
2 gözünüzle beğendiğini görmediğiniz, kulağınızla duymadığınız ve yahut kullandığı sosyal networklerde alenen beğendiğini beyan etmediği bir elbiseyi almayınız :) Birde paketine cicili bicili bir kart koyucağınıza, değiştirme kartıyla hediyenin sihrini bozmayınız.
Hanfendi beyfendi, sizi aksesuar reyonuna alalım :)
Can kurtarıcı hediye: incik boncuk :) Bu sürpriz hediye siparişi çok hoşuma gitti, ben de paketi de sürprizli olsun istedim. Onlarca rengarenk rafyanın içinde, minik bir notla 'bul beni' diyen tasarım bana ait. Tasarım bir hediye her zaman güzel ve özel. Kıyafeti, alelade bir beyaz t-shirtü bile şıklatıracak güçte, hem 2. planda hem ön planda, hediyedeki risk faktörü tamamen avantaja dönmüş durumda da. Ama paketi, sunumu da bir o kadar önemli, özen isteyen bir iş. Gelelim reçetesine;
-Sipariş eden bay Can, hediye sahibesi Hande; baş harfler detayı cepte,
-Şalümonun başına geçilir, 1200 derecede sıcak camla çalışılır, 3 saat sonra camlar tavlanır, temizlenir, parlak gümüşlerle bezenir - hediye sahibesinin yıldızlı dövmesi varmış, o zaman bu detayda gümüş yıldız ve sevgilisini şımartacak bayı temsilen minik adam olarak tasarımda yerini alır :)
-İkeadan temin edilebilecek rengarenk rafyalar, özenle makas yardımıyla bukle bukle yapılır :) kutuya doluşur.
-Cam bilezik, sürpriz kutuya saklanır ve sevgilisini şımartacak baya teslim edilir :)
Umarım sevgilisi beğenir!
yeni evlilere ne alsak?
Tabuları yıkın! Yeni cici evlilerin evi, biblolarla, asla kullanılmayacak eşyalarla, çanak çömlek, aynı işlevi gören binbir parça şeyle dolmasın!
Bu aralar bu konu biraz fazla gümdemimde çünkü ailem Ege'ye taşınıyor ama beraberinde bana, götürmedikleri bir dolu eşya bırakıyor. İyi işte eşyaya para vermeyeceksin diceksiniz ama zaten kült möbleler dışında bir dolu ıvır zıvır var, onları napcam, bahçede garage sale mi? Herşeyi çöpe atıyorum, başkalarının da evi de işe yaramayacak, sadece hoş bir kalabalık yaratacak eşyalarla dolmasın diye. Şimdi müsrif de algılanmıyım, temiz&kullanılabilir olanlar bir kutuya, işlevsiz kalabalık bir torbaya.
Gelelim yeni evlilere; fotoğraftaki bay benim kuzenim, erkek tarafıyım yani :) Bekar bir erkeğin evine alınacak çok şey var, en azından neyi olmadığını tahmin etmek daha bir kolay, ama yeni cici evlilerin bir de zaten özenle döşenmiş cici evlerine hediye almak tam bir 'ne alsam kaosu' yaşatıyor :) Beni tanıyanlar bu kaos içinde yaşamaktan ne kadar mutlu olduğumu bilir. Bana kalsa herkese hediye alıyım hatta bizzat ben yapıyım zaten :)
Peki kapısından bile girmediğimiz, evdeki tonlardan bile bir haber olduğumuz, ama içerde biblo konacak cam kapaklı bir büfe olmadığına inandığımız bu eve ne götürürüz? :) İşte reçete;
-genç evlilere ağırlıklı genç misafirler geleceği düşünülerekten bir kutu oyunu: Trivial Pursuit. Her eve bir monopoly, bir tabu, bir risk kampanyasına bir de genel kültür oyunu ekleyelim :)
-zevkini tam bilmeseniz de şuan en değer verdikleri şeyi tahmin etmek zor değil :) İşin sırrı ufak detaylarda, herkes detay verir, bunu keşfetmek ise hiç zor değil, biraz dikkat biraz empati. Önemli olan onların beğenmesi, sora sizin. Soyadları Balık, aralarında aşk var; o zaman işte Paşabahçe'den onları temsil eden tealight mumluklar :)
-olmazsa olmazdır bir ev ziyaretinde bir buket çiçek; güzel geline bir buket gül - almazsam olmazdı, vazosu olup olmama riskini göze aldım :)
-bir paket de sakızlı türk kahvesi; hem Alaçatı hatırası hem mesajlı; evlerinde hiç bozulmasın ağızlarının tatları
-en önemlisi not/hediye kartı; güzel dilekler yazılı daha bir güzel, çünkü kalıcı
-ve en can alıcı kısım: sunum! ben hepsini cici bir sepete doldurdum, hem kibar hem işlevsel. Tığla yapılmış bu sepet de Boyner Ev'den.
Güle oynaya kullanmları dileğiyle!!
Bu aralar bu konu biraz fazla gümdemimde çünkü ailem Ege'ye taşınıyor ama beraberinde bana, götürmedikleri bir dolu eşya bırakıyor. İyi işte eşyaya para vermeyeceksin diceksiniz ama zaten kült möbleler dışında bir dolu ıvır zıvır var, onları napcam, bahçede garage sale mi? Herşeyi çöpe atıyorum, başkalarının da evi de işe yaramayacak, sadece hoş bir kalabalık yaratacak eşyalarla dolmasın diye. Şimdi müsrif de algılanmıyım, temiz&kullanılabilir olanlar bir kutuya, işlevsiz kalabalık bir torbaya.
Gelelim yeni evlilere; fotoğraftaki bay benim kuzenim, erkek tarafıyım yani :) Bekar bir erkeğin evine alınacak çok şey var, en azından neyi olmadığını tahmin etmek daha bir kolay, ama yeni cici evlilerin bir de zaten özenle döşenmiş cici evlerine hediye almak tam bir 'ne alsam kaosu' yaşatıyor :) Beni tanıyanlar bu kaos içinde yaşamaktan ne kadar mutlu olduğumu bilir. Bana kalsa herkese hediye alıyım hatta bizzat ben yapıyım zaten :)
Peki kapısından bile girmediğimiz, evdeki tonlardan bile bir haber olduğumuz, ama içerde biblo konacak cam kapaklı bir büfe olmadığına inandığımız bu eve ne götürürüz? :) İşte reçete;
-genç evlilere ağırlıklı genç misafirler geleceği düşünülerekten bir kutu oyunu: Trivial Pursuit. Her eve bir monopoly, bir tabu, bir risk kampanyasına bir de genel kültür oyunu ekleyelim :)
-zevkini tam bilmeseniz de şuan en değer verdikleri şeyi tahmin etmek zor değil :) İşin sırrı ufak detaylarda, herkes detay verir, bunu keşfetmek ise hiç zor değil, biraz dikkat biraz empati. Önemli olan onların beğenmesi, sora sizin. Soyadları Balık, aralarında aşk var; o zaman işte Paşabahçe'den onları temsil eden tealight mumluklar :)
-olmazsa olmazdır bir ev ziyaretinde bir buket çiçek; güzel geline bir buket gül - almazsam olmazdı, vazosu olup olmama riskini göze aldım :)
-bir paket de sakızlı türk kahvesi; hem Alaçatı hatırası hem mesajlı; evlerinde hiç bozulmasın ağızlarının tatları
-en önemlisi not/hediye kartı; güzel dilekler yazılı daha bir güzel, çünkü kalıcı
-ve en can alıcı kısım: sunum! ben hepsini cici bir sepete doldurdum, hem kibar hem işlevsel. Tığla yapılmış bu sepet de Boyner Ev'den.
Güle oynaya kullanmları dileğiyle!!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)